1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167
|
=========================================================================================
UNMARKED FOR POSSESSıON
=========================================================================================
-----------------------------------------------------------------------------------------
Nominative/Genitive:
-----------------------------------------------------------------------------------------
gibi "like" "Bizler gibi."
"Bunun gibileri bence daha güzel."
için "for" "Selim benim için bir şey bıraktı mı?"
"Bu çiçekler sizin içinmiş."
ile "with" "Başka bir kalem ile."
"Mehmet ekmeği kekin bir bıçakla kesti."
"Jale işe arabayla gidiyor."
kadar "as" "Lenin kadar ünlü."
-----------------------------------------------------------------------------------------
Dative:
-----------------------------------------------------------------------------------------
doğru "towards" "Akşama doğru kar yağmaya başladı."
"Kızler denize doğru koşuyordu."
göre "according to" "Hava raporuna göre öğleden sonra yağmur yağacakmış."
"Ötekine göre bu otelin pek bir konforu yok."
"Bu oda tam sana göre."
kadar "until" "Saat bire kadar beklerim."
"Cumaya kadar biter."
"Beş dakikaya kadar gelirim."
"Van'a kadar gidemedik."
karşı "against" "Sana karşı değiller."
"Tarık Bey'e karşı büyük saygım var."
"Sabaha karşı fırtın a dindi."
rağmen "in spite of" "Şebnem hastalığına rağmen çalışmaya devam ediyor."
-----------------------------------------------------------------------------------------
Ablative:
-----------------------------------------------------------------------------------------
başka "apart from" "Bundan başka bir şey var mı?"
beri "since, for" "Pazartesiden beri hastayım."
"Mehmet ekim başından beri yurtdışındaydı."
"Koray 1995'ten beri Kanada'da yaşıyor."
"Üç günden beri hastayım."
"Koray birkaç yıldan beri Kanada'da yaşamaktaydı."
"O zamandan beri arabamı üç defa değiştirdim."
"Yıllardan beri kendine yeni pabuç almamıştı."
bu yana "since for" "Pazartesiden bu yana hastayım."
dolayı "because of" "Üzüntüsünden dolayı Ayşe o akşamki toplantımıza katılamadı."
ötürü "because of" "Üzüntüsünden ötürü Ayşe o akşamki toplantımıza katılamadı."
ibibaren "from" "Bu tarife, 1.10.2003 tarihinden itibaren geçerlidir."
önce "before" "Onlar benden önce gelmişler."
"Onlar benden beş dakika önce gelmişler."
"Bahçenin yağmurdan önceki hali."
sonra "after" "Her yemekten sonra mutlaka bir fıncan Türk kahvesi içer."
"Yemekten biraz sonra Ahmet işine döndü."
yana "as regards" "Berna akrabadan yana şanslı sayılır."
"İdam cezasından yana değilim."
=========================================================================================
MARKED FOR POSSESSıON
=========================================================================================
-----------------------------------------------------------------------------------------
Spatial:
-----------------------------------------------------------------------------------------
ön "front" "Onun önünde beş kişi vardı."
"Önümde beş kişi vardı."
"Sanık ne zaman yargıç önüne çıkar acaba?"
"Can'ın arabası evin önünde."
"Can'ın arabası evin önündeki."
arka "back" "Dolabın arkasında bir şey var mı?"
iç "interior" "Arabayla parkın içinden geçilmez."
"Bütün bunları iki saat içinde mi yaptınız?
"Ter içinde kalmıştım."
"Seyhan korku içinde kapıya hafifçe vurdu."
"Ali'nin giyslileri içinde işine yarayacak bir sey bulabilirsin."
dışar "exterior" "Arkadaslarım evinin dışarında beni bekliyorlar."
"Benim yaşamıma saygı duymazsan kendimi içerimden kilitlerim ve dışarımda kalırsın."
üst "top" "Bu tabloyu kanepenin üstüne asalım."
"Bu hesapları bir kağıt üstünde yapmak daha kolay olacak."
alt "bottom" "Kanepenin altından bir fare çıktı."
"Bütün okullar Bakanlık'ın denetimi altına alındı."
"Hep babasının etkisi altında yaşadı."
yan "side" "Kız benim yanıma geldi."
"Ali'nin yaptıkları yanında bunlar pek parlak değil."
"Ali'nin yaptıklarının yanında bunlar pek parlak değil."
karşı "opposite" "Ordu evi karşında bir aslan var."
"Benim karşımda bir kiz oturuyor."
ara "space" "Genellikle kardeşler arasında kuvvetli bir daya nışma."
"Ali'nin giyslileri arasında işine yarayacak bir sey bulabilirsin."
"Benim odamla onunki arasında kalın bir duvar vardı."
"Harunla aramızdaki gerginlik."
etraf "surroundings" "Evin etrafında bir bahçe var."
"Etrafımda kizler var."
çevre "surroundings" "Almanya'nın çevresinde barbarlar yaşıyor."
öte "far side" "Sözlerin sebebin ötesinde."
"Yıldız dağların ötesinde."
-----------------------------------------------------------------------------------------
Abstract:
-----------------------------------------------------------------------------------------
açı "angle" "Sağlık açısından bukadar çikolata yemek doğru değil."
ad "name" ""
aracılık "mediation" ""
bakım "aspect" "Sağlık bakımından bukadar çikolata yemek doğru değil."
boy "length" "Sahil boyunca küçük köyler vardı."
"Konferans boyunca fısıldaşmaya devam ettiler."
gerek "requirement" ""
hak "right" "Ömer benim hakkımda neler söyledi?"
konu "subject" "Türkiye'deki depremler konunsunda bir kitap yazmış."
"Sendikacılık tarihi konusundaki araştirmalarınız."
neden "reason" "Yazların sıcaklığı nedeniyle bu bölgede muz ve hurma yetişmektedir."
sıra "time" ""
süre "period" "Yokluğum süresince komşum her gün uğrayıp kediye yiyecek verdi."
taraf "side" ""
uğur "good luck" "Güzellik uğruna bu kadar sıkıntıya katlanmaya değer mi?"
yer "place" ""
yol "way" ""
yüz "reason" "Sıcak havalar yüzünden son zamanlarda işler yavaş gidiyor."
|